Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre, dünya genelinde 466 milyon işitme engelli yaşıyor. Bu kişilerin 34 milyonunu ise 15 yaşın altındaki çocuklar oluşturuyor. Dünya nüfusunun yüzde 5’ten fazlasını oluşturan işitme engellilerin sayısı, gerekli önlemler alınmazsa 2030’da 630 milyon, 2050’ye kadarsa 900 milyonu bulacak. Bu da 2050’de her 10 kişiden birinin işitme engelli olacağı anlamına geliyor.
DSÖ ayrıca çözüme kavuşturulamayan işitme kayıplarının küresel olarak yılda 70 milyar dolara mal olduğunu belirtiyor. Bunlar sağlık sektöründeki harcamalar, eğitim desteği, üretkenliğin azalması ve sosyal harcamalardan oluşuyor. DSÖ, rehabilitasyon, eğitim, gerekli imkanlar ve materyallerin sağlanmasıyla işitme engellilerin yaşamlarının kolaylaştırılabileceğini belirtiyor.
Bu kapsamda işitme kaybıyla ilgili farkındalığı artırma, işaret dilinin yaygınlaştırılması ve hizmet alımına erişimi kolaylaştırma gibi faaliyetler önem arz ediyor. Dünya Engellilik Raporu, engelli insanların ve bütün toplumun faydalanması adına; engelleri ortadan kaldıracak koşullar yaratmak, rehabilitasyon ve destek hizmetlerini geliştirmek, yeterli sosyal koruma sağlamak, kapsayıcı politikalar ve programlar oluşturmak, var olan ve yeni standartlar ile yasaları yürürlüğe sokmak için bütün ilgili paydaşlara – hükümetlere, sivil toplum örgütlerine ve engelli insanların örgütlerine – atılacak adımlar önermektedir. Bu çabaların merkezinde engelli insanlar olmalıdır.
Önlenemeyen işitme kayıplarının neden olduğu sorunların en başında ise işitme engellilerin diğer insanlarla iletişim kurmakta yaşadığı sorunlar geliyor. Bu da işitme engelli bireylerin sosyal ve duygusal hayatlarına olumsuz etki ediyor.
İEEF olarak bizleri harekete geçiren ideal hepimizin sağlıklı, rahat ve onurlu bir yaşam sürdürebildiği eşit şartlarda toplumsal yaşama katılabileceği ve eşit şartlarda hizmet alabileceği, günlük yaşamlarını kolaylaştırabilecek projeler yaratmak ve hayata geçirmektir.
İşitme engelliler görünen hiçbir kusurları olmadığından en az dikkat çeken ve toplum içerisinde zor fark edilen engel grubudur. Sessiz azınlığı oluşturan işitme engelli bireylerin hareket sınırlaması ötesinde pek çok problemle karşı karşıya kaldığı da bir gerçektir. Bu bağlamda duyamama ve konuşamama yoksunlukları işitme engelli bireylerin her türlü bilgiye erişiminin önüne geçmekte, haber alma hak ve özgürlüğünü sınırlamakta, eğitim alma haklarını kısıtlamakta bu da beraberinde öğrenme zorluğu ve bilinç gelişimlerini tamamlamalarını zorlaştırmaktadır. İletişim yoksunluğu ve öğrenme zorluğu dil gelişimlerinin önüne geçmekte ve bu eksiklik nedeni ile işitme engelli bireylerin ortalama kelime dağarcığı 150 kelimeden oluşmaktadır. Dolasıyla günlük dilde kullanılan her kelimenin karşılığı İşaret Dilinde bulunmamaktadır. Bu yüzden toplumda yerleşik yanlış kanının aksine işitme engelli ile yazışarak iletişim kurulabilmesi mümkün olamamaktadır. Yine bu yoksunluk nedeni ile okuduklarını anlamakta, yorumlamakta ve geri bildirim noktasında büyük problemler yaşamaktadırlar.
Mevcutta işaret dilinde hizmet veren görüntülü çağrı merkezimizde amaç, yaşanılan sorun her ne olursa olsun, hangi alanda olursa olsun işaret diline hâkim personel ile sorunun şartlar elverdiğince çözüme götürülmesidir.